Metaverse: Tarihi ve Kripto ile Bağlantısı
Metaverse kavramı uzun süredir bilimkurgu meraklılarının ilgisini çekiyor ve çekmeye devam ediyor. Modern teknolojinin gelişmesi ve İnternetin yaygınlaşmasıyla birlikte metaverse gerçeğe dönüşüyor. Blokzincir teknolojisi, inşası için merkezi olmayan, güvenli bir temel sağlayarak ortaya çıkışında önemli bir rol oynuyor.
Temel Bilgiler
Metaverse fikri ilk olarak 1990'ların başında bilimkurgu çevrelerinde ortaya atıldı. Son yıllarda teknolojik ilerlemeler, bu kavramın gelişmesine ve sosyal ile ekonomik etkileşim için uygulanabilir bir dijital platform olarak daha fazla ilgi görmesine yol açtı.
Blokzincir teknolojisinin ve kripto paraların ortaya çıkışı, metaverse'in ilerlemesinde belirleyici oldu ve birçok proje bu teknolojileri kullanarak merkezi olmayan, sürükleyici sanal dünyalar yarattı. Bu yazıda metaverse tarihine geri bakacak ve kripto paranın bu ilerlemedeki rolünü inceleyeceğiz.
Metaverse Nedir?
Metaverse nedir? Tam olarak tanımlanmamış olsa da genel kanaat, çevrimdışı ve dijital dünyalarımızı birleştiren sanal bir âlem olduğudur. İnternetin bir sonraki evrimi olarak anılmış, kullanıcılara etkileşimli ve sürükleyici çevrimiçi deneyimler sunması bekleniyor.
Metaverse'i tanımlamak kolay değildir çünkü tek bir öğe, hizmet veya çabaya indirgenemeyen geniş bir kavramdır. İnternet, AR, VR, Yapay Zeka, 3B rekonstrüksiyon ve Nesnelerin İnterneti (IoT) gibi birden fazla teknolojinin bir araya gelip senkronize olması gerekir.
"metaverse" terimi bilimkurgu kökenlidir ve son derece sürükleyici ve etkileşimli bir sanal dünyayı tasvir eder. Şimdi ise blokzincir teknolojisi ve kripto paralar sayesinde bu kavramı hayata geçirmeye her zamankinden daha yakınız.
Web3, metaverse fikrinin sadece hayal ürünü olmadığını, potansiyel bir gerçeklik olduğunu gösterdi. Geniş ekosistemi, geliştiricilerin metaverse'den faydalanan yeni DApp'ler oluşturması için kârlı bir pazar sunuyor — Axie Infinity, The Sandbox ve Decentraland gibi play-to-earn (P2E) oyunlarından dijital deneyimleri gerçeklikle birleştiren platformlara kadar, günlük yaşam ile çevrimiçi dünya arasında köprüler kuran uygulamalar var.
Metaverse'in Evrimi
Zaman içinde teknolojik ilerlemeler ve yeni kavramların ortaya çıkmasıyla metaverse anlayışımız evrildi ve somutlaştı. İkili görüşten Bitcoin ve Ethereum'un ortaya çıkışına, Facebook'un yeniden markalaşmasına kadar metaverse'in kökleri şekillendi.
1838
1838'de Sir Charles Wheatstone "ikili görüş" (binoküler görüş) kavramını tanımladı ve en erken VR örneği olarak kabul edilen tek bir 3B görüntü oluşturdu. Optik üzerine yapılan ilk araştırmalar, derinlik yanılsamasıyla 3B benzeri görüntü üreten stereoskopların icadına yol açtı. Bu teknoloji günümüz sanal gerçeklik başlıklarında da kullanılmaktadır.
1935
Amerikalı bilimkurgu yazarı Stanley Weinbaum'un Pygmalion's Spectacles adlı kitabı, okuyuculara sanal gerçeklik olasılığını gösterdi. Kitap, ana karakterin tüm insan duyularını taklit eden bir gözlük takarak kurgusal dünyayı gerçekmiş gibi yaşamasını konu alır.
1938
"sanal gerçeklik" veya "la réalité virtuelle" ifadesinin ilk kullanımı sıklıkla Fransız şair ve oyun yazarı Antonin Artaud'a atfedilir. Artaud, bu terimi essay derlemesi The Theater and its Double'ın merkezine yerleştirerek tiyatroların karakterler, nesneler ve görüntüler aracılığıyla yeni ve alternatif gerçeklikler yaratma potansiyelini tartıştı.
1962
Amerikalı film yapımcısı Morton Heilig, kullanıcıların başka bir yerde motosiklet sürüyormuş gibi hissetmelerini sağlayan devrim niteliğinde bir makine olan Sensorama'yı yarattı. Bu cihaz, titreşen koltuk, duyusal simülasyonlar ve 3B ekranlar gibi özellikleri birleştirerek kullanıcıları içine çekiyordu. Konsept prototip aşamasını aşamasına rağmen, illüzyon ile gerçekliği harmanlamanın potansiyelini gösterdi.
1984
Sanal gerçekliğin öncüleri Jaron Lanier ve Thomas G. Zimmerman, başa takılan ekranlar ve veri eldivenleri (kablolu eldivenler) gibi VR gereçleri üreten ve satan dünyanın ilk şirketi VPL Research, Inc.'i kurdular.
1989
İngiliz bilgisayar bilimci Tim Berners-Lee, CERN'de çalışırken Dünya Çapında Ağ'ı (World Wide Web) tasarladı. Web başlangıçta üniversitelerin ve diğer kurumların küresel olarak kaynak ve bilgi paylaşmalarını sağlamak için geliştirildi.
1992
Neal Stephenson'ın Snow Crash adlı bilimkurgu romanında metaverse kavramı tanıtıldı. Stephenson, insanların dijital avatarlara sığınarak geliştirilmiş alternatif bir gerçeklikte yaşadığı karanlık bir sanal dünya vizyonunu etkili bir şekilde tasvir etti.
1993
Bilgisayar bilimcileri Moni Naor ve Cynthia Dwork tarafından icat edilen çalışma kanıtı (PoW) kavramı, ağ spam'i ve hizmet engelleme saldırıları gibi hizmet istismarlarını önlemek amacıyla oluşturuldu. Bu konsept, istenmeyen ağ davranışlarını kontrol etmek için hizmet talep edenin bilgisayar işlem süresi gibi bir çalışma kanıtı sunmasını gerektirir.
2003
Linden Lab, kullanıcılara gözlük veya eldiven olmadan ortak bir sanal alanda keşfetme, iletişim kurma ve üretme imkanı sağlayan çoklu ortam platformu Second Life'ı geliştirdi. Second Life çoğu oyunun aksine rekabet veya zorluk amaçlı değil, herkesin dijital kimlik oluşturabileceği çevrimiçi bir toplanma alanı olarak tasarlandı.
2006
Roblox Corporation, kullanıcıların çok oyunculu çeşitli oyunları keşfetmesine, kendi oyunlarını oluşturup paylaşmasına olanak tanıyan Roblox oyun platformunu yarattı. Roblox oynamak tamamen ücretsizken, kullanıcılar özel eşyalar satın almak için oyun içi para birimleri Robux'u harcayabiliyor.
2007
Google, Maps ürününe Street View'u entegre ederek kullanıcılara bir sokak görünümünü sanki oradaymış gibi deneyimleme imkânı sundu. Street View sayesinde kullanıcılar haritayı bir sokak, bina veya başka herhangi bir yerin gerçekçi bir temsil haline çevirebiliyor — tümü cihazlarının rahatlığından.
2009
2008'de Satoshi Nakamoto Bitcoin'i, ilk büyük merkezi olmayan blokzinciri ve kripto parayı duyurdu ve 2009'da ilk Bitcoin'i madencilikle elde etti.
2012
2012'de girişimci Palmer Luckey, kullanıcıları gerçekçi bir 3B sanal dünyaya bağlayan Oculus başlığını piyasaya sürdü. Kullanıcılar burada işbirliği yapabiliyor, sosyalleşebiliyor ve eğlenceye erişebiliyordu. 2014'te Facebook, bu teknolojiyi daha geniş bir kitleye ulaştırma hayaliyle Oculus'u satın aldı.
2014
Kevin McCoy ve Anil Dash, ilk değiştirilemez token (NFT) olan Quantum'u yaratarak tarihe geçti. Pikselleştirilmiş bir sekizgen içeren bu eser Namecoin blokzincirinde mintlendi ve başlangıçta "paraya dönüştürülmüş grafik" olarak görülse de, daha sonra NFT teknolojisinin başlangıcı olarak kabul edildi.
2015
2013'te Vitalik Buterin, Ethereum: The Ultimate Smart Contract and Decentralized Application Platform başlıklı bir blog yazısı yazarak Ethereum'un oluşturulmasını önerdi. Merkezi olmayan bir hesaplama platformu olan Ethereum, 2015'te piyasaya sürüldü ve geliştiricilerin akıllı sözleşmeleri kullanarak DApp'ler geliştirmesine imkân tanıdı.
2016
2016'da merkeziyetsiz otonom organizasyonlar (DAO'lar) ve Pokémon GO ana akıma girdi. The DAO, Ethereum üzerinde başlatılan ilk DAO olup her üyenin yönetim organının bir parçası olacağı bir üyelik yapısı hayal ediyordu.
Viral ve başarılı mobil oyun Pokémon GO, oyuncuları gerçek dünyanın gerçekçi bir 3B haritasına bağlamak için artırılmış gerçeklikten faydalanıyor. 2016'da uygulama 500 milyondan fazla indirmeyle büyük başarı yakaladı ve o yılın en kârlı mobil uygulamalarından biri oldu.
2021
Facebook, 2021'de Meta olarak yeniden markalaşarak "metaverse" kavramını yalnızca bir bilimkurgu hayalinden daha elle tutulur hale getirdi. O zamandan beri şirket, içerik, yazılım ve Artırılmış ile Sanal Gerçeklik başlıkları gibi metaverse ile ilgili kaynakları oluşturmak ve edinmek için milyarlarca dolar yatırım yaptı.
2022
Siemens ve NVIDIA, Endüstriyel Metaverse'i mümkün kılmak için iş birliğini duyurdu. Siemens'in endüstriyel otomasyon, yazılım, altyapı, bina teknolojisi ve ulaşım konusundaki uzmanlığı ile NVIDIA'nın grafik ve yapay zeka kıymeti birleştirilerek donanım ile yazılımı bağlayan gerçek zamanlı bir sanal ortam yaratılması hedefleniyor. Siemens'in CEO'su bu iş birliğinin umut verici olduğunu belirtti.
Metaverse'de Kriptonun Rolü
Blokzincir teknolojisi ve kripto paralar, metaverse gelişimi için temel bileşenler olarak hizmet ediyor. Birincisi, blokzincirler metaverse içinde nakit veya geleneksel ödeme yöntemleri yerine güvenli, doğrulanabilir işlemler yürütmek için zemin sağlayabilir. İkincisi, Ethereum tabanlı NFT'ler metaverse içinde kıt, benzersiz sanal öğeler oluşturmanın temelini oluşturabilir.
Son olarak, DApp'ler metaverse hizmetlerini ve özelliklerini daha dağıtık hale getirme potansiyeline sahiptir; bu da tek bir merciye bağlılığı ortadan kaldırır. Kullanıcıların verilerini ve varlıklarını sahiplenip yönetme yeteneği sayesinde daha iyi güvenlik ve özerklik sağlayabilir. Ayrıca bu, tipik merkezi uygulamalarda bulunmayan bir koruma ve bağımsızlık düzeyi sunar.
Metaverse inşasında VR, AR ve etkileşimli araçlar kullanıcıların sanal ortamı keşfetmesine ve sanal öğelerle etkileşim kurmasına imkân tanır. Yapay zeka ve doğal dil işleme de metaverse'i dolduracak gerçekçi ve ilgi çekici avatarlar oluşturmak için kullanılır.
Metaverse büyüdükçe blokzincir ve kripto paralar için yeni uygulamalar ve kullanım alanları keşfediliyor. Bu teknolojiler, merkeziyetsizlik, trustlessness ve şeffaflık temelleri üzerinde açık, güvenli ve verimli bir ortam sağlayarak bireylerin metaverse'de etkileşim ve işlem biçimlerini değiştirme potansiyeline sahip.
Metaverse'in Potansiyeli
Son yıllarda metaverse gelişimi önemli ölçüde ilerledi. Ancak genişlemesini destekleyecek temel altyapı ve hizmetler henüz tam olarak hayata geçirilmedi. Örneğin, sanal dünyaların çekiciliğini ve sürükleyiciliğini artırmak için temel teknolojinin daha da geliştirilmesi gerekiyor.
Kullanıcıların metaverse'de sorunsuz etkileşim kurabilmesi için yüksek hızlı ve düşük gecikmeli ağlar ile kullanıcıların sanal deneyimler yaratıp paylaşmasına olanak veren araç ve platformlara ihtiyaç var. Dahası, metaverse'in herkes için güvenli ve kapsayıcı bir ortam olması adına gizlilik, güvenlik ve yönetişim sorunları geliştiriciler tarafından yeterince ele alınmalıdır.
Genişletilmiş gerçeklik, yapay zeka, makine öğrenimi, 3B motorlar, bulut ve uç bilişim ile 5G bağlantısı gibi teknolojiler geliştikçe metaverse'in gerçek dünyayı yansıtan, daha gerçekçi ve sürükleyici bir şekilde büyümesi bekleniyor. Bu artan gerçekçilik düzeyi, kullanıcıların dijital bir dünyayı somutmuş gibi deneyimlemelerine olanak tanıyacak.
Metaverse'in blokzincir teknolojisinin en başarılı uygulaması olup olmayacağını belirlemek için henüz erken. Yine de blokzincir, işlemleri kaydetmek, dijital varlıklar ve uygulamalar oluşturmak için güvenli ve doğrulanabilir bir platform sağlama yeteneği nedeniyle metaverse'i beslemek için mantıklı bir seçimdir.
Sonuç
Bilimkurgu edebiyatı, TV ve filmlerde ilk kez tanıtılan metaverse kavramı yıllar içinde büyüdü ve şimdi gerçeğe dönüşmek üzere. Giderek daha sofistike hale gelen teknoloji sayesinde sürükleyici ve paylaşılan çevrimiçi bir ortam artık ulaşılabilir hale geldi.
Kripto paralar ve blokzincir teknolojisi metaverse'in büyümesine katkıda bulunmada önemli bir etki yaptı. Bu teknolojiler sanal işlemler ve etkileşimler için merkezi olmayan ve güvenli bir platform sunuyor. Metaverse hâlâ erken aşamalarda olsa da, dijital alanda insanların yaşama, çalışmaya ve eğlenme biçimlerini kökten değiştirme potansiyeline sahip.